Uçak kazalarının sessiz tanığı: Kara kutu nedir, gerçekte ne yapar?

Kara Kutular: Uçak Kazalarının Sessiz Tanığı

1950’li yıllarda, dünyanın ilk ticari jet uçağı olan de Havilland Comet peş peşe yaşanan gizemli kazalarla gündemdeydi. Kazaların nedenini çözmeye çalışan Avustralyalı bilim insanı David Warren, dönemin koşulları için oldukça sıra dışı bir fikir ortaya attı: Uçaklara, hem uçuş koşullarını hem de pilotun tepkilerini kaydeden bir cihaz yerleştirilmeliydi. Henüz 28 yaşındaydı ve Melbourne’deki Havacılık Araştırma Laboratuvarı’nda görev yapıyordu.

O dönemde önerisi fazla ilgi görmedi. Ancak yıllar içinde bu fikir, modern havacılığın vazgeçilmez bir güvenlik unsuru haline geldi. Bugün “kara kutu” olarak bilinen uçuş kayıt cihazları, neredeyse her hava aracında bulunuyor ve kaza araştırmalarında kritik bir rol oynuyor.

Peki bu cihazlar tam olarak ne işe yarıyor? Hangi bilgileri kaydediyor? Gerçekten kazaların nedenlerini aydınlatabilir mi? Gelin, cevapları birlikte arayalım…

Adı kara kutu, kendisi turuncu

“Kara kutu” terimi kulağa gizemli gelse de, bu cihazlar aslında parlak turuncu renkte olur. Nedeni oldukça basit: Olası bir kazadan sonra enkaz alanında daha kolay fark edilmeleri için bu şekilde tasarlanırlar. Adının “kara kutu” olmasının sebebi ise genellikle iç mekanizmalarının sıradan kullanıcılar tarafından anlaşılamamasıyla ilgilidir.

Bir uçuş kayıt sistemi temelde iki ana parçadan oluşur: Uçuş veri kaydedicisi ve kokpit ses kaydedicisi. Veri kaydedici, uçağın irtifası, hızı, motor gücü, flap pozisyonları gibi teknik detayları toplar. Bu cihaz, genellikle uçağın arka kısmına yerleştirilir; çünkü kazalarda bu bölümün sağlam kalma olasılığı daha yüksektir.

Kokpit ses kaydedicisi ise pilotlar arasında geçen konuşmaları, motor seslerini, uyarı sinyallerini ve hatta kokpitteki düğmelere basıldığında çıkan sesleri bile kaydeder. Genellikle kokpitin üst kısmına yerleştirilir ve ortamdaki tüm sesleri mikrofon aracılığıyla toplar.

Ne kadar veriyi saklayabiliyorlar?

Modern uçuş kayıt cihazları, oldukça gelişmiş teknolojiye sahip. Bazı modeller, 25 saat boyunca kesintisiz olarak 80’den fazla parametreyi kaydedebilir. İleri seviye cihazlar ise 1.000’den fazla veri noktasını izleyerek, sadece bir kazanın değil, rutin bir uçuşun da ayrıntılı kaydını tutar.

Ses kayıt sistemleri de aynı süre boyunca kokpitteki tüm sesi arşivleyebilir. Bu kayıtlar sayesinde, soruşturmacılar kazadan hemen önce neler yaşandığını daha iyi anlayabilir. Örneğin; bir alarm çaldı mı? Pilotlar hangi kararı aldı? Otomatik pilot ne zaman devreye girdi?

Kara kutular, yüksek sıcaklık, darbe, su altı basıncı gibi zorlu koşullara dayanacak şekilde üretilir. Gövdeleri genellikle titanyum ya da paslanmaz çelikten yapılır. Cihazlar ayrıca, deniz kazalarında yerini belli edebilecek bir sinyal yayıcı ile donatılır.

Ancak her koşulda çalışacaklarına dair bir garanti de yok. Uzun süreli yangın, derin suya gömülme ya da yüksek hızla çarpma gibi durumlar, kayıtların zarar görmesine yol açabilir. Ayrıca bu cihazlara yalnızca uçuş sonrasında erişilebildiği için, bazı durumlarda veriye ulaşmak mümkün olmayabilir.

Bu nedenle bazı havacılık firmaları, kara kutudan gerçek zamanlı veri aktarımını mümkün kılacak sistemler üzerinde çalışıyor. Böylece uçağın son anlarına ait bilgiler sadece bir kutuda kalmayacak, anlık olarak iletilebilecek.

Sadece kazalarda değil… Her gün kullanılıyor

Kara kutular yalnızca kazalardan sonra devreye giren cihazlar değildir. Uçuş sırasında toplanan veriler, havayolları tarafından kalite kontrol ve güvenlik analizlerinde de kullanılır. FAA’nın yürüttüğü gönüllü bir program sayesinde, bu veriler analiz edilerek yakıt tüketiminden motor performansına kadar birçok konuda geri bildirim sağlanıyor.

Bir uçak kazası sonrasında ilk hedef, uçuş kayıt cihazlarına ulaşmak ve içindeki verileri çıkarmaktır. Eski sistemler manyetik bantlara kayıt yaparken, günümüzde kullanılan cihazlar daha dayanıklı ve hızlı veri erişimi sağlayan katı hal hafıza kartlarıyla çalışır.

Kayıt cihazı bulunduktan sonra, veriler bir yedek kopya oluşturularak analiz edilir. Bu süreç, kazanın niteliğine bağlı olarak birkaç hafta da sürebilir, yıllar da. Bu yönüyle uçak kazası soruşturmaları, birer teknik dedektiflik hikayesi gibi işler.

Related Posts

BYD’de büyük kan kaybı

Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticilerinden BYD, temmuz ayında dünya genelinde 341 bin 30 adet binek otomobil satışı gerçekleştirdi. Bu rakam, şirketin son altı ay içindeki ilk aylık satış düşüşü olarak kayıtlara geçti. Satışlar haziran ayına göre yüzde 9,7 oranında gerilerken, geçen yılın aynı dönemine kıyasla ise yalnızca yüzde 0,1’lik artışla yatay seyretti.

Google’dan 18 yaş altına otomatik kısıtlama geliyor!

Google, yapay zeka destekli yaş tahmin sistemini ABD’de devreye alıyor. 18 yaş altı kullanıcılar tespit edilip otomatik olarak kısıtlanacak. Yanlış tespitte itiraz hakkı var.

Samsung ve Tesla anlaştı… Dev çip sözleşmesi

Samsung Electronics, Tesla’yla 16,5 milyar dolarlık çip tedarik sözleşmesi imzaladı.

Google, Catwatchful’u kaldırmakta geç kaldı

Google, sunucularında barındırılan ve binlerce telefondan veri çalan casus yazılım Catwatchful’u ancak bir ay sonra kapattı. Teknoloji haber sitesi TechCrunch’ın uyarısıyla harekete geçen Google, Firebase platformundaki casus yazılım operasyonunu …

Battlefield 6 için ilk fragman yayınlandı

EA, Battlefield 6 ile hayal kırıklığı yaratan Battlefield 2042’nin ardından imajını düzeltmeyi umuyor.

Yeni savunma teknolojisi: Saatte 250 km hıza ulaşabiliyor, kendisi 2 kilo ama 600 kiloyu imha edebiliyor

Fransız savunma şirketi Harmattan AI tarafından geliştirilen “Gobi” adlı drone, bilinen tüm kuralları altüst edecek gibi. Sadece 2 kilogram ağırlığındaki bu önleyici İHA, patlayıcı bir başlık taşımıyor. Peki, Gobi’nin sırrı ne?