Biliminsanları Dünya’dan sadece 2000 ışık yılı uzaklıkta patlayan bir yıldızın ardından oluşan muazzam bir kara delik keşfettiler. “Gaia-BH3” adlı kara delik, Samanyolu’nda şimdiye kadar bulunan en büyük yıldız kaynaklı kara delik olarak nitelendirildi. Gökbilimciler, Gaia-BH3’ü doğrudan görülemediğini ancak yörüngesinde dönen bir yoldaş yıldız üzerinde uyguladığı güçlü çekim sayesinde tespit edildiğini belirtiyor.
Aquila takımyıldızında saklanan kara delik, ESA’nın Gaia uzay teleskobu ile keşfedildi. Samanyolu’nda bulunan bu sınıftaki önceki en büyük kara delik, Kuğu takımyıldızındaki (Cyg X-1) Güneş’in yaklaşık 20 katı olduğu tahmin edilen bir kara delikti. Samanyolu’ndaki ortalama yıldız kaynaklı kara delikler Güneş’ten yaklaşık 10 kat daha büyük olma eğiliminde.
Gaia-BH3, 2000 ışık yılı, yani ışık hızında iki bin yılda gidilebilecek bir uzaklıkta bulunuyor olsa da gezegenimize şimdiye kadar keşfedilen en yakın ikinci kara delik konumunda. Dünya’ya en yakın kara delik ise 1,560 ışık yılı uzaklıktaki Gaia-BH1. Gaia-BH1, Güneş’in yaklaşık 9,6 katı bir kütleye sahip, dolayısıyla yeni keşfedilen kara deliğe göre oldukça küçük bir yapıda.
Avrupa Güney Rasathanesi’nin Şili’nin Atacama çölündeki Very Large Telescope’undan yapılan daha ileri gözlemler BH3’ün kütlesini ve yıldızın her 11,6 yılda bir kara deliğin etrafında dönen yörüngesini doğruladı.
Araştırmacılar Gaia BH3’ü tesadüfen keşfettiklerini söylerken mümkün olan en kısa sürede daha fazla gözlem yapabilmelerini sağlamak için nesnenin ayrıntılarını planlanandan daha erken yayınladılar. Büyük kütleli yıldızların ömürlerinin sonunda çöktüklerinde oluşan yıldız kaynaklı kara delikler, Samanyolu’nun kalbine hükmeden ve Güneş’in 4,2 milyon katı kütleye sahip olan Sagittarius A* (Sgr A*) süper kütleli kara deliğe kıyasla küçük bir yavru konumunda.
Sagittarius A gibi süper kütleli kara delikler, dev yıldızların patlamasıyla değil büyük toz ve gaz bulutlarının çökmesiyle oluşuyor. Bu kara delikler galaksilerin merkezinde yer alıyor ve etraflarındaki maddeyi tüketmeye devam ediyor. Zaten galaksilerin merkezlerindeki inanılmaz parlaklık da bu sürecin bir göstergesi. Bu arada araştırma ekibi Gaia verilerinin bir sonraki bölümlerinin en erken 2025’in sonlarında yayınlamayı planlıyor.
Kaynak: Avrupa Güney Rasathanesi (ESO)