Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum: Kimi soruşturmalar eksik olabilir

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, X hesabından, “Hukuk Notları (1)” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

“Küresel ve bölgesel egemenlik savaşlarının sadece fiili güce dayandığı günümüzde, hukuk tartışmaları da gerçekçi olmak zorunda. Evrensel hukuk, uluslararası insan hakları düzeni gibi kavramlara ilişkin ezberler bozuldu, illüzyonlar dağıldı, olgusal gerçekliğin acımasızlığı açığa çıktı” diyen Uçum’un yazısı şöyle:

Evrensel hukuk kavramının batıcı manası ve içeriği insanlık için güvenilmezdir. Yerelden bağımsız bir evrensel olmaz, bu yerel de sadece batı olamaz. Batının tecrübesinden ve yerelliğinden ibaret bir evrensel hukuk tanımını kabul etmek mümkün değil. O evrensel(!) içinde, batıdan başka bir yerel yoksa evrensel de yoktur.

Gerçek evrensel hukuk tüm insanlığın birikiminden oluşan bir hukuk müktesebatı olabilir. Hukuk ve değer ilişkisi, hukuksal değer gibi hususların epey tartışmalı olduğunu gözardı etmeden bütün insanlığa ait ilke, değer ve norm bütünlüğünü evrensel hukuk olarak varsayabiliriz. Ama bu yeni evrensel batıya ve batıcılığa indirgenemez.

EVRENSEL HUKUK-MİLLİ YARGI

Bir ulusal yargının evrensel hukukun kabullerini dikkate almasının sınırı kendi ulusal pozitif hukuk düzenidir. Evrensel hukuk ne doğrudan referans alınabilir ne de doğrudan uygulanabilir. Genel kabul görmüş kurallar yalnızca bir ülkenin iç hukuk düzenine norm olarak işlendiğinde milli yargıyı bağlar.

Ayrıca bir ulusal (milli) yargının, bağlı olduğu pozitif hukukunu bir hukuk anlayışıyla uygulaması gereken hallerde, hukuk bakışını tüm insanlığa ait evrensel hukuk müktesebatıyla uyumlu kılması savunulabilir. Fakat bu durum ulusal (milli) hukuk olgusunu ortadan kaldırmaz, demokrasiyi benimsemiş ülkelerin ulusal hukuk sistemlerinde zaten olması gereken evrensel hukuk unsurunu görünür kılar.

“AVRUPA BİRLİĞİ CAN ÇEKİŞİYOR”

Bu bakış açısını ABD, Almanya, İngiltere, Fransa başta olmak üzere medeni (!) sayılan batı, çıkarlarına aykırı olunca asla dikkate almıyor. Guantanamo, Ebu Gureyb cezaevi işkenceleri, NSU davaları, sarı yeleklilerin hak ihlalleri, kişilik haklarını ihlal eden sistemli polis uygulamaları gibi çok örnek var. Örtük/açık polis devleti pratiği, yabancı, siyah ve İslam düşmanlığı, ırkçılık olağanlaşmış. Gazze’de batının bilinçli körlüğü evrensel hukuk aldatmacasını çöpe attı. Birleşmiş Milletler sistemi iflas etti. Avrupa Birliği can çekişiyor, pandemide ve Gazze’de ibretlik hale düştüler. Tabii ki sui misal emsal olmaz. Ama Türkiye’de hukuktan şikâyet edenlerin hukuk ihlalleriyle malul batıya halen daha toleransı da utanç vericidir.

Türkiye’de hukuk devleti taviz verilemez bir anayasal esastır. Bazı hukuk uygulamaları, kimi soruşturma ve kovuşturmalar eksik veya sorun içerebilir. Hukuk reformu perspektifinin ve yargı reform stratejilerinin bir hedefi de bu eksikleri gidermek ve sorunları çözmektir. Terörsüz Türkiye’ye ulaşmak hukuk reformlarını çok daha kapsamlı ve hızlı hayata geçirmeye de katkı sağlayacaktır.

KÜRESEL DÜZEN

İkinci dünya savaşından sonra BM’nin kuruluşu, uluslararası sözleşmelerin artışı teorik olarak devletlerin egemenliklerini sınırlamayı kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir.

Ancak BM’nin görünürdeki amacı olgusal gerçeklikle hiç uyuşmadı. Kurulan bu sistem özellikle batı egemenlerinin, emperyalist güçlerin küresel hakimiyet savaşında araç olmaktan başka bir işe yaramadı. Bu sistem yoluyla ‘egemenlikleri sınırlanmak istenen ülkelere karşı’ bir de hukuk kılıflı operasyonlar yapıldı.

İnsan hakları özüne yabancılaştırıldı, ideolojiye dönüştürüldü, ulusal devletleri zaafa uğratmak ve teslim almak için kullanıldı.

Sonuçta görünürdeki küresel hukuk sistemi çöktü. Küresel seviyede hiç bir kural ve kurum referansı kalmadı, şimdi açık güç savaşları var. İnsanlık bu kaostan dünyayı yeniden yapılandırarak çıkabilir. Bunun nasıl olacağı ise en önemli konu.

Kesin olan şu ki milli devletler bağımsızlıklarını koruyarak, eşit seviyeli işbirlikleri yaparak ve milli devletlerin anti-emperyalist birliğini geliştirerek bu kaosa karşı yeni bir yol açabilir. Türkiye’nin yapmaya çalıştığı budur ve başaracağına inancımız tamdır.

Related Posts

33 yıldır ilk kez oluyor, vakalar zirvede: Aşıyı reddettiler, kızamık hortladı

ABD, kızamık salgınında son 33 yılın en yüksek vaka sayısıyla karşı karşıya. Cuma günü itibarıyla ülke genelinde yaklaşık 1300 doğrulanmış vaka kaydedildi. Uzmanlar, kızamık vakalarının bu seviyelere en son yıllar önce ulaştığını söyleyerek alarm durumuna geçti.

Ünlü markanın oyuncağında güvenlik alarmı! Bakanlık piyasadan toplatıyor

Ticaret Bakanlığı’nın Güvensiz Ürün Bilgi Sistemine yeni bir ürün eklendi. Yayımlanan yeni listede çocuk sağlını tehdit eden bir oyuncak bebek yer aldı.

Özgür Özel’e yeni soruşturma! Ekrem İmamoğlu’ndan şiirli paylaşım

Ekrem İmamoğlu, Özür Özel hakkında açılan soruşturma sonrası şair Sezai Karakoç’un “Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki, biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa, hakikat susmayacak” dizelerini paylaştı.

İmamoğlu’ndan Özel’e açılan soruşturmaya “Sezai Karakoç” sözleriyle tepki: Tarihin azabından kurtulsalar, Tanrının gazabından kurtulamayacaklar

İmamoğlu’ndan Özel’e açılan soruşturmaya “Sezai Karakoç” sözleriyle tepki: Tarihin azabından kurtulsalar, Tanrının gazabından kurtulamayacaklar

Annesini bıçakla yaralayan kardeşini öldürdü

Batman’da Boran Güner (24), evde eşiyle tartışırken araya giren annesini bıçakla yaraladı. Ağabeyi A.G. (25) de Boran Güner’i tabancayla vurarak öldürdü. Olaydan sonra kaçan A.G.’nin yakalanması için çalışma sürüyor.

Sen Nehri 102 yıl sonra yüzmeye açıldı

FRANSA’nın başkenti Paris’te Sen Nehri 102 yıl sonra ilk kez yüzmeye açıldı.